KOMPLO TEORİLERİ : Armageddon (Hitler ve Kozmik Güç)

Armageddon (Hitler ve Kozmik Güç)

Armageddon serisinin ilk bölümünde Hitler’i yaratan gizli örgütler ve yaşanmış savaşın bilinmeyenlerini yazmıştık. Bu yazımızda ise savaşın karanlıkta kalmış sırlarını, kara büyüden ve kozmik güçlerden aldığı iddia edilen Hitler’in hikayesine değineceğiz.

“Kara Taşın Lordları” örgütü tapınakçılar tarafından 1221 yılında Almanya’da yüz üye ile kuruldu. Örgütün başında Hubertus Koch vardı, her zamanki gibi “kötülükler ile savaşmak ve son Armageddon savaşı vermek” ve Hz. İsa’nın “Işık İmparatorluğu’nu” kurmayı amaçlıyordu. Bu konu hakkında daha temel bilgileri “Ölü Deniz Parşömenleri” serimizde bulabilirsiniz.

Yeve (Yahova) Hz. İbrahim’e şöyle demişti. “Ben el-Şadday’ım”. Yahudilik / Hristiyanlık dini anlamında ‘El’ ve ‘Şadday’ kelimelerinde iki fikir birleşiyor; bir tarafta güç ve korku; diğer tarafta bereketleme ve teselli. Kelimenin kökeni çok eski. Hadad (Had, Hadda ya da Haddu olarak da bilinir) Batı Samilerin tapındığı fırtına, gök gürültüsü ve yağmur tanrısıdır. Hurilerin Teşup ile eşdeğer fırtına tanrısıdır. Her iki yönünde “cezalandırıcı ve bereket dağıtan” özelliği vardır.

“Kara Taşın Lordları” örgütün felsefesine göre; Yahudi tanrısı Yeve (YHVH) den gelen kozmik güce dayanmaktaydı. “El-Şadday” kelimesini “şeytan” olarak yorumluyorlardı. Bu bilgilere 1917 yılında ulaşan Thule örğütünün kurucusu Rudolf von Sebottendorf’a göre; “El-Şadday tehlikeli bir tanrıydı ve dünyayı yok etmek istiyordu. Buna inanan Yahudiler ise doğayı ve insanlığı yok etmek istiyordu.”

Bu görüş Hitler’in altı milyon Yahudi’ye uyguladığı soykırımın dinsel temeli idi.

Örgüt “Kutsal Kase”yi arıyordu. Kara taş dedikleri “Kara Güneşi” temsil ediyordu ve Samanyolu merkezinden gelen kozmik gücün kaynağı idi. Aynı zamanda ileride çıkacak savaşta üstün gelmek için “kader mızrağı” gibi nesneler aranıyordu. Bir tanesi bulundu. Bugün Avusturya müzesinde sergilenmektedir. Bu mızrak, Hz. İsa’ nın gögsüne saplanan Romalı askere aitti ve üzerinde kanı vardı. Bu mızrağı ele geçiren kişinin dünyaya hakim olacağı söyleniyordu. Günümüzde birden fazla kader mızrağı vardır.

Sebottendorf, karanlık balık çağından, aydınlık kova çağına geçişte 20. yy da dünya savaşı çıkacak ve kara taşın kozmik gücü ile seçilmiş Alman halkı savaşı kazanacaktı.

Kara taş, Grönland’a yerleştirilmiş siyah menekşe renkli esrarengiz taştan yayılan kozmik titreşimler tanrının dünyadaki gücünün kendisi idi. Vril enerjisi bu taştan yayılmakta ve bunu enerjiyi toplamak için düzenli ayinler yapılıyordu.

Edward Bulwer-Lytton, “The Coming Race” romanında “Vrilya imparatorluğu” ndan bahsetmekte Vril enerji ve bu kozmik gücün kullanımı romanda açıklanıyordu. Lytton, ve onun izinden giden Eliphas Levi, Manyetizma ile astral ışık ve dünyanın titreşiminden kaynaklanan “yaşam enerjisi” fikirlerini ortaya atan kişiler idi. Aynı zamanda Gül-Haç örgütü üyesi idi. Paracelsus’ un bahsettiği “sideral ışık” a çok benziyordu.

Profesör ve emekli jeopolitik uzmanı Karl Haushofer Berlin’de ilk “Viral Locası” nı kurdu. Bu Locada Himmer, Göring, Rosenberg hatta Hitler üye idi. Diğer üyeler çok ünlü okült yazarlar, bilim adamları, Almanya’ nın en ileri gelenleri, hatta asyadan ve bilhassa Tibet’ten gelen kişilerdi. Hitler’in intiharında yanında bulunan Tibetli Lama-rahip cesetleri bu örgütten geliyordu. Örgütün asıl amacı “Alman ari ırkını araştırmak ve kozmik güçler ile desteklenen üstün insanı yaratmaktı”.

“Vril enerji” yi toplamak için uzun saçlı kadın medyumlar kullanıyordu. 1920 yılında Maria Orschitsch isiminde Viyanalı (Macar asıllı) bir kadın Münih’e geldi ve “Vril-Gesellschaft” (Vril Derneği) ni kurdu. Bu dernekte sadece kadın medyumlar vardı ve insanların cenneten kovulmuş melekler olduğunu, önceden melek olduklarını unuttuklarını, bunun keşfedilmesi için kozmik gücün ve titreşimlerin kullanılması gerektine inanıyorlardı.

Vril kadınları; uzun saçları ile kozmik enerji ile Aldebaran, Boğa takım yıldızının ilk yıldızından gelen mesajları topluyorlar, insanların yenilmez olması için çalışıyor, gelecekten mesajlar ile Hitler’in defalarca suikasttan kurtulmasını sağladıkları gibi, zamandan bağımsız yolculuk yapmak için uzay gemisi tasarlıyordı.

Yapılan uzay gemisi bildiğimiz bilimsel bir teknoloji ile değil tamamen Vril gücü-kozmik enerji ile çalışıyordu. 20 kişilik bu araç “zaman yolculuğu” ile 25 ışık yılı uzaklıktaki Aldebaran’a kozmik kapılardan geçerek (solucan delikleri) gitmek için çalıştırıldı ama sadece bir metre kadar yükseldi ve uzay gemisi amacına ulaşmadı.

Projenin başarısız olması Hitler’i çok sinirlendirdi ve Vril derneğini kapattı. Ardından Maria Orschitsch ölü bulundu. Himmler, yaşadığı Wewelsburg şatosuna örgütten Erika B. yi getirtti ve örgütün faalliyetleri devam ettirildi. Genelde istihbarat alanında medyumluk işini yaptılar. Alman istihbarat şefi Cannaris yeni projeden çok memnundu. Erika B. nin 1945 yılından sonra ne olduğu bilinmiyor. Herhalde diğer Alman istihbarat üyeleri ile birlikte Amerika’ya hizmet için gitmişlerdir. Bilindiği üzere CİA örgütü Alman istihbarat elemanları öncülüğünde kurulmuş (18/09/1947) ve hiç bir Alman istihbarat elemanı savaş sonrası öldürülmemiştir.

Vril örgütünün en çok eleştirilen yanı “kozmik güçlerin dünyaya gelmesini sağladıkları ve dünyayı kötülük ile doldurmuşlardı”. 1945 sonrası savaş bitmemiş, Vril örgütünün açtığı kozmik kapıdan gelen kötü gnomlar (cinler), şu anda insanlığı çıkardıkları savaşlar ve doğayı bozarak dünyayı yok ediyorlardı. “Kara Taşın Lordlarının” son amaçları ve şeytani tanrılarının galip gelmemesi için yeni bir Armageddon yaşanacaktı.

Gül-Haçcı roman yazarları, okülts araştırmacılar ve diğer buna inananlar, bugün son Armegeddon savaşı yaşanması için dünyamızı kana bulamaktan çekinmemektedir. Bugün yaşananlar yavaşlatılmış 3. dünya savaşıdır.

Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki medeniyetler savaşı, 1945 öncesi 2. dünyaşındaki üstün ırk savaşına benzemektedir. Aynı okült örgütler, eski teoriler hala devrededir ve kova çağının açılışına kadar (2025) devam edecektir. Bu arada batının gizli örgütleri bağlantılı savaşlar ile Ortadoğu ve asyada yaşayan insan sayısını azaltmayı planlamaktadır. Afrika kıtası nufüsu zaten AIDS virüsü ile seyreltilmiştir.


Yorum bırakın